Son zamanlarda Türkiye’de de hızla artan korona vakaları ne yazık ki dünyanın her yerinde ¨nereye gidiyoruz, ne zaman bitecek bunlar¨ gibi düşünceler doğuruyor.
Dünyanın diğer ucunda, Japonya’da biz de çok farklı değiliz…
Eşim, 1 aydan uzun zamandır evden çalışıyor.
Ben, 1 hafta önce farklı etmenlerle birlikte, ofiste şüpheli bir vakanın ortaya çıkmasıyla daha fazla risk almaya dayanamayıp istifa ettim. Evden çalışıyoruz ikimiz de şu an.
Dışarıya çok nadir ihtiyaçlarımızı almak için ya da minik bir hava almak için çıkıyoruz.
Tren kullanmayalı uzun zaman oldu. Biraz uzak bir yere gideceksek bisikletle gidiyoruz ya da araba kiralıyoruz…
Japonya’nın genelinde durum nasıl?
Japonya bilindiği gibi en fazla maske kullanım alışkanlığına sahip ülkelerin başında. Kesinlikle sıkıntı yaşanmayan bir durum… Korona olmasa da bahar dönemindeki alerji nedeniyle zaten maske kullanılıyor.
Fakat korona ile birlikte yeni maske bulmak zorlaştı… Maske yıkama yöntemleri hayatımıza girdi.
Eczanelerde, marketlerde, küçük – ¨konbini¨ dediğimiz minik marketlerde, maske, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, peçete bulmak zorlaştı. İlk günlerde imkansızken şimdilerde peçeteler daha fazla görünüyor.
Dışarı çıkma yasağı gelme ihtimaline karşı çok önceden 2 paket pirinç almıştık eve. Bunun ardından Shinzo Abe’nin açıklama yapacağının duyurulmasıyla marketlere yığılma oldu fakat bundan yırtmış olduk öngörüyle…
Şu an herhangi bir sokağa çıkma yasağı bulunmuyor fakat 6 Mayıs 2020 tarihine kadar ülke çapında alarm verildi. Bu alarm kapsamında okullar, izakaya denilen Japon usulü barların çoğu kapalı.
Festivaller, etkinlikler iptal ediliyor… Milyonlarca yatırım yapılan olimpiyatlar ertelendi.
Meşhur Shibuya yaya geçidinde şimdilerde pek kimse yok.
Dışarı çıkmak isteyen yine çıkıyor fakat Japonların bilinç düzeyi nedeniyle insanlar genelde evinde.
Bu bilinç düzeyine sahip olmayanlar yok mu? Elbette var.
Pozitif test sonucunu aldıktan sonra bilerek ve yaymak isteyerek spor salonuna koşan amcamız gibi…
Ya da hastaneden çıkıp ilk iş soluğu bir barda alıp flört etmeye çalışan abimiz gibi…
Ya da yine hastalığını öğrendikten sonra casino’ya koşan dedemiz…
Buralarda da bol yani öyleleri.
Peki Japonya Devleti Neler Yaptı?
Çoğu vatandaş ve basının eleştirisine maruz kalan hükümet elinden geleni yapmaya devam ediyor bir yandan. Test sayıları az olduğu için sayıların da az çıktığı söyleniyor…
Bir yandan da sağlık hizmetlerinin pahalı olması nedeniyle hastaneye gidemeyen insanlar var…
Korona şüphesi taşıyanların araması için açılan telefon hatları aşırı yoğun… Bu hatta bağlanarak semptomları anlatarak bir hastaneden randevu almadan kafanıza göre hastaneye gidemiyorsunuz. Ki bu sayede eğer bir hastalığınız yoksa gittiğiniz hastaneden de kapma riskiniz ortadan kalkıyor…
Ayrıca yapılan açıklamalarda belirtilen bir diğer nokta ise korona virüsü nedeniyle işinden olan ailelere bir kereye mahsus 200.000 Yen yardımda bulunulacağı. Bu yardım elbette herkese yapılamıyor. Öncelikli olan aileler ile başlanıyor. 4 kişilik, 2 çocuklu ailede tek çalışan olan baba ya da anne işinden olduysa bu aile öncelikli mesela.
Bugünün güncel sayılarına bakıldığında Türkiye’deki gibi yüksek oranlar olmasa da tedbirler yoğun şekilde sürdürülüyor.
13 Nisan verilerine göre Japonya’da Durum Şöyle;
Raporlanan Toplam Vaka Sayısı; 8,116
Toplam Ölüm Sayısı; 149
İyileşen; 1,353
(Domestic ve Diamond Princess turist gemisi -Çin’den gelen yolcuları taşıyan gemi- ve havalimanı karantinaları olarak ayrılan sayıların toplamı)
En yüksek sayılara sahip şehirler ise; Tokyo (2.068), Osaka (811), Chiba (472)…
Sadece sayılar üzerinden konuşabiliyor olsak da sayıların aslında birer insan hayatı olduğunu unutmamak gerek.
Basit rakamlar, sayılar değil bunlar. Ölenler için 3-4 haneli sayıyı okumak belki 2-3 saniye alacak fakat her birinin sevdikleri, hayatları, hikayeleri ve mezarları… O, 2-3 saniye dünyaları alır…
Japonya’dan Türkiye’ye… Gerginiz, üzülüyoruz, sıkılıyoruz… Fakat büyük sorumluluklar taşıdığımız günlerdeyiz.
Laf olsun diye değil; KENDİNİZE İYİ BAKIN!