Daha önce Bir Geyşanın Anıları kitabını okumuş ya da filmini izlemiş olabilirsiniz. Japonya’ya daha önce yolunuz düştüyse, özellikle Kyoto’da yüzleri beyaza boyanmış Geyşaları görmüş bile olabilirsiniz!
Peki Japonya’daki bu Geyşa kültürü ve bugünü nasıldır, nedir?
Geiko (芸 子) veya Geigi (芸 妓) olarak da bilinen Geyşa (芸 者); yemek ve ziyafetlerde konuklara eğlence sunmayı amaçlayan profesyoneller. Dans ve müzik gibi çeşitli Japon sanatlarının yanı sıra, iletişim sanatında da eğitim görürler. Görevleri, konuşup, içki oyunları oynayıp dans gösterileri sergileyerek konukların rahat etmelerini ve eğlenmelerini sağlamak.
Geyşa’nın Japon kültüründeki rolü, bugünkü ikonik konumuna erişene dek yüzyıldan fazla sürede gelişti.
Modern Japonya Öncesi Geyşa Kökenleri
İlk orjinal Geyşa’lar, bugünkü modern Geyşa’lardan oldukça farklıymış. İlk Geyşa’lar aslında erkeklermiş. 1730 yılı civarlarında ortaya çıkmış. Yaklaşık 20 yıl sonra ise kadın Geyşa’lar ortaya çıkmaya başlamış. Odoriko (dansçı anlamına gelir) ve shamisen sanatçıları şeklinde başlayarak hızlıca mesleği devalıp 1780’lere kadar hakim hale gelmişler.
Edo dönemi Tokyo’su, Kyoto ve diğer büyük şehirlerin eğlence mahallelerinde yaşayan Geyşa’nın asıl rolü Oiran adı verilen yerlerde, yüksek sınıf ve zenginlerin eğlenmesi için çalışırlarmış. Geyşa’lar çalıştıkları restoranlara dışarıdan getirildikleri için mekan sahipleri Geyşa’ların müşterileri çalmasından korkmaya başlamış ve düzenlemelerle Geyşa’nın müşterilerle kişisel ilişkiler kurmasını yasaklamış ve hatta yanında oturmasına bile izin verilmemiş.
Bununla birlikte misafirler de giderek daha ucuz ve sosyal olarak daha erişilebilir Geyşa’ların olduğu yerlere doğru kaymış. 1800’lerde bu yerler, Geyşa eğlencelerinin merkezi olarak Oiran’ların yerini almış. Meiji Dönemi’nde Oiran’ın popülaritesi azaldıkça, Geyşa’lar sadece büyük şirketler ve hükümet yetkilileri için akşam yemeği etkinliklerinde misafirperverlik sunan kişilere dönüşmüş.
Kültürün popülaritesi, misafirleri eğlendiren 80.000’e ulaşan Geyşa sayısı ile 1920’lere kadar devamlı büyümüş.
Fakat sonrasında gelen 2. Dünya Savaşı ve Japon toplumu üzerindeki baskı, Geyşa’nın mesleki rolü ve prestijini de etkilemiş.
Savaşın ve Batılılaşmanın Etkileri
Uzun yıllar boyu refaha eriştikten sonra Geyşa kültürü, Meiji Dönemi’nden sonra, batılılaşmanın etkileri ve özellikle 2. Dünya Savaşı ile azalmaya başlamış.
Ne boş zamanı ne de parası kalmayan insanlarla birlikte, Geyşa’ların çalıştığı hanamachi adı verilen mekanlarını çöküşe uğratmış. Savaş bittikten sonra bile, nispeten az sayıda açılmalarına rağmen, kendilerini tamamen farklı bir Savaş Sonrası Japonya’da ve daha zorlu düzenlemelerle karşı karşıya bulmuşlar.
Savaş sonrası Japonya’da konuşlanan çok sayıda ABD askerinin Japon kültürüyle etkileşime geçmeye başlaması, bazı yanlış anlamalara da neden olmuş. Bu yaygın yanlış anlaşılmalardan biri de, Japonya’da seks çalışanları ve gece kulübü hosteslerini içeren ancak nadiren gerçek Geyşa’ların yer aldığı kadınların tümü için ¨Geyşa kızları¨ tanımının kullanılması… Bu karışıklığın nedenlerinden biri, savaş sonrası yıllarda seks endüstrisindeki bazı kadınların Batılı erkekleri ikna etmek için, hiç bir Geyşa eğitiminden geçmemeleri ve bilgi sahibi dahi olmamalarına rağmen, kendilerinin Geyşa olduğunu iddia etmeleri olmuş. Böylece batı ülkeleri genelinde Geyşa’ların Japon toplumundaki gerçek rolü hakkında karışıklığa neden olmuş.
Geyşa’lar Seks Endüstrisinin Bir Parçası mı?
Bir Geyşa’nın Anıları kitap ve filminde açıklanan ve fazlasıyla vurgulanan bir ritüel olan ¨mizuage¨, Geyşa kültürünün seks endüstrisi ile bağlantılı olduğu gibi düşünceye neden olabiliyor. Mizuage; genç bir kadının bekaretini kaybetmek için talip talep ettiği bir ritüel, bu yol ile tam anlamıyla bir Geyşa olurmuş. Her şeyden önce, bu ritüelin tüm Geyşa toplulukları tarafından uygulanmadığını ve gerçekten bir çoğunun da terk ettiğini anlamak önemli.
Bu ritüele izin olan yerlerde mizuage, bir hizmet satışı ya da seks endüstrisi gibi değil, ergen bir kadının kadınlığa geçişinin normal bir parçası olarak, ritüel olarak görülmüş. Bu ritüel de diğer her türlü fuhuş gibi 1958 reformları ile yasadışı hale gelmiş.
Yani kısaca ifade etmek gerekirse; Geyşa, seks endüstrisinin bir parçası değildir ve bu şekilde düşünülmemelidir. Gerçek Geyşa’ların yıllarca yoğun eğitimler aldığı, geleneksel Japon sanatlarının ve misafirperverliğin uzmanı haline gelmek için çalıştıkları unutulmamalı.
Geyşa’lar tarihsel olarak Japon kültüründeki yerlerini; cinsellikten ziyade yıllar boyunca deneyimlediği bu becerilerle sağlamışlardır.
Modern Çağda Geyşa’lar
Bugün, modern Japonya’da, geyşa sayısı, savaş öncesi günlerden çok uzak… Çoğu Kyoto’da çalışan ve genellikle lüks Japon restoranları, Ochaya ve Ryoutei’lerde yemeklere katılıyor.
Japon misafirperverliği endüstrisinde merkezi bir rolleri olmasa dahi, modern bir Geyşa ile etkileşimde bulunabilmek omotenashi’nin özü, Japon tarihi ve kültürünün önemli bir yönünü öğrenmek anlamına da gelir.
Kapak Fotoğrafı @ Juri Pozzi