Uzun zamandır gitmek istediğim bir soba restoranı vardı. Oldukça ünlü, kapısında kuyruklara neden olan… Tokyo – Shinagawa’da biraz ara sokaklara girince sessiz bir mahallede 164 yıllık köklü bir restoran burası!
Edo Dönemi mimarisiyle hemen ayrışıp dikkat çekiyor. Tachiaigawa-Yoshidaya…
Japon stili bir ev, 1856 yılında kurulmuş! Günlük ortalama 150-200 müşteri ağırlayan restoran bugünlerde korona etkisi nedeniyle daha sakin günler geçiriyor fakat yine de müşterisi hiç eksik kalmıyor.
Bu kadar dikkat çekici olmasının, insanları kapıda sıraya dizmesinin nedenleri var elbette. En önemlisi köklü bir aile geleneği… Restoran farklı dönemlerinde bir çok ekonomik sorunla karşı karşıya gelmiş. Her şeye rağmen ayakta kalabilmelerinin sırrını bir aile öğretisine bağlıyor bugünkü sahibi ¨aklını başında tutmak¨. Dedesinin bu öğretisini kendine rehber edinerek ilerlemiş…
164 yıl boyunca, ailenin 6 nesli restoranı korumak için birçok zoruluğu aşmak zorunda kalmış…
Sıradan bir iş gününe sabah saat 8’de başlıyor restoran sahibi. Önlüğünü giydikten sonra ilk işi soba eriştelerinin ana malzemesi olacak olan unu kontrol etmek. O gün hazırlanacak olan sobalarda kullanılacak unun diğer tüm malzemeler gibi en yüksek kaliteye sahip olmasına özen gösteriyor. Un dışında diğer her şeyde de ana kriter; yüksek kalite… Wasabi için bile geçerli.
Müşterilerine her gün en iyi yemeği sunabilmek için, tüm malzemeler o güne yetecek kadar günlük olacak alınıyormuş!
Restoran, ilk kurulduğu yıllarda tüccarların uğrak yolunun üzerinde bulunuyormuş. Fakat ulaşım ağlarının gelişmesiyle, bu yol gittikçe önemini kaybetmiş ve tenhalaşmış. Bu nedenle, restoranın 4. Nesli olan dede döneminde borç batağına sağlanıp kapanmanın eşiğine gelmişler. Şu anki restoran sahibi o zamanlar dedesinden erişte yapımını öğreniyormuş.
Şu anki sahibin babası, döneminde 2. Dünya Savaşı sonrası, sıradan bir restoran olarak köri pilav ve ramen servis etmek zorunda kalmışlar.
Bütün bu zorluklar aşıldığında henü 26 yaşındayken, restoranın bugünkü sahibine, restoranın tapusunu teslim eden babası tek bir şey söylemiş ¨başarılı ol¨.
Bu isteğin bilinciyle hareket eden genç restoran sahibi, değişen zamanın farkında olduğu için restoranda tadilat yapmak istemiş. Tadilat tamamlandığında beklenmedik şekilde, eski müşteriler kendilerini buraya yabancı hissetmiş. Satışlar düşmüş ve zor zamanlar geçirmişler. Buna rağmen yüksek kaliteden ödün vermeyen yönetici, soba konusundaki standartları değiştirme cürretini göstererek cesur bir adım atmaya karar vermiş!
O zamanlar yapılan soba eriştelerinde; %80 karabuğday unu ve %20 buğday unu kullanımı standart kabul ediliyormuş. Fakat bu restoranda sadece karabuğday unu kullanılarak soba yapmaya başlamışlar! Ve sonunda insanların dikkatini çekmeyi başarmışlar. 🙂
Bugün korona virüs nedeniyle eski zamanlardaki yoğunluğu olmasa bile dükkan hiç boş kalmıyor. Her şey hala çok özenli ve yüksek kalite!
Restoran konusunda birkaç dikkat çekici nokta bulunuyor. Bunlar şöyle;
- Soba erişteleri konusunda ustalaşmak çok zaman alan bir çalışma gerektirdiği için yolda geçen süreyi yok etmek adına, restoran sahibi, çalışanların restoranın yakınlarında yaşamalarını sağlıyor!
- Restorandaki her ürünün yüksek kalite seçiminin yanında taze ve siparişe özel hazırlanması söz konusu. Wasabi bile her tabak için taze rendeleniyor!
- Restoran içinde her çalışanın farklı bir görevi var. Restoran sahibinin görevi ise her şey! Ziyaretimiz süresinde gözlemlediklerim; sipariş alıyor, servis ediyor, masa siliyor, yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor, hesabı alıp müşteriyi yolcu ediyor!
Tüm bunları yapmaktan vazgeçmemesinin sebebi de aile öğretisiymiş. Büyükbabası ona ¨ellerini kullanarak bir şeyler yap!¨ dediği günden beri çalışırken ellerini kullanmayı bir an bile bırakmamış. ¨Yorulmuyor musunuz?¨ diye sorunca
¨Fiziksel yorgunluğu uyku ile atabilirim ama zihinsel yorgunluk daha kötü. Hep iş olup çalışmayı ve fiziksel yorgunluğu, iş olmamasıyla gelen zihinsel yorgunluğa tercih ederim¨ diyor. 🙂
Restoran içerisinde oldukça keyifli alanlar bulunuyor. Ön kısımda masalardan oluşan ve sıradan bir restoran havasını alabileceğiniz restoranın az ilerisinde bir Japon odası bulunuyor. Biraz daha ilerlediğinizde ise içerisinde rengarenk balıkların bulunduğu bir orta bahçe ve grup rezervasyonlarının kabul edildiği özel odalar bulunuyor…
Müdavimler arasında ¨Tachiaigawa-Yoshidaya’nın Canlı Soba Erişteleri¨ olarak bilinen bu lezzeti takip edin. Çalışanların emeklerini ve yüksek kalitenin farkını bulacaksınız… 🙂