Fotoğraf; asoview.com
Koto (琴 veya 箏), Çin kültüründen Japonya’ya gelerek zaman içerisinde gelişip ülkeyle özdeşleşmiş bir enstrüman. Sesiyle, dünyanın dört bir yanından müzikseverleri büyüleyen ve zengin tarihiyle dikkat çeken bu enstrümana biraz daha yakından bakalım.
Koto, 13 köprüye asılmış 13 telden oluşuyor fakat 20 telli olan Koto da mümkün. Türkiye’de benzer olarak Kanun, örnek gösterilebilir fakat şekil ve çalma olarak farklılıkları bulunur.
Koto Tarihi
Zheng adı verilen benzer bir Çin enstrümanından geldiği söyleniyor. Stil ve ses benzerliği anlamında da birçok özelliği paylaşıyorlar. Fakat dize sayısı anlamında farklılıkları bulunuyor. Enstrüman, 7. yüzyılda Japonya’ya tanıtıldıktan sonra, standart 13 telli versiyona ulaşarak boyut ve şekil olarak gelişmiş. Meiji dönemine kadar, Koto müziği yüksek tabaka arasında oldukça popülermiş. Meiji dönemi ve sonrasında ise Batı tarzı müziğin etkisiyle bu etkisini kaybetmeye başlamış.
Yapısı
Koto, ipek ve naylondan yapılmış telleri ile ahşap bir alettir. Ahşap tipine bağlı olarak sesin kalitesi ve Koto’nun fiyatı da değişkenlik gösterir.
Bir gitar gibi teller, köprüler üzerine gerilmiştir. Enstrüman, genellikle 190 cm uzunluğundadır fakat tel sayısına bağlı olarak uzunluğu da artabilir ve daha fazla alan gerektirir.
Enstrüman zemine yerleştirir ve bir Koto performansı sırasında sanatçı, bu enstrümanı önüne alacak şekilde yere oturur. Genelde Kimono, Yukata gibi geleneksel kıyafetler giymiş olurlar.
Bugün, batı müziğinin etkisiyle birlikte canlı bir Koto performansı izlemek çok sık rastlanan bir şey olamasa da kültürel bağlılık sürdürülerek bazı ilk ve ortaokullarda verilen geleneksel müzik derslerinde kullanılıyor. Hatta eşim de ortaokuldayken nasıl kullanılacağını öğrenmiş! 🙂
Dinlendirici sesiyle bir Koto performansı dinleme şansı yakalamak oldukça özel bir şey! Kültürel anlamda da pek çok şey katacağı şüphesiz…